19 Kasım 2011 Cumartesi

Bugün biraz yazasım var.



 Uzun oldu tabi, düşünceleri kelimelere dökmeyeli.. Kaç haftadır boğazımda bir rahatsızlık var.  Bitmek bilmeyen öksürük bana neyin habercisiydi hiç düşünmemiştim.. meğer içimi dökmek isteyip dökemediğim, söylemek isteyip söyleyemediğim, duyduklarım karşısında söyleyecek laf bulamadığım anlardan kalma kelimeler düğümlenmiş boğazımda.. adeta birikmiş dışarı çıkmayı beklerken.. 
 Anladım ki yenilip yutulmuyormuş bazı şeyler.. Sustuğun yerde uhte oluyormuş. Büyüklük sende kalsın demişlerdi.. Nerden bileyim büyüyen şeyin yara olduğunu.. Yaram mı var? öyleyse gocunmanın tam zamanı ...


 Yıllardır insanları idare etmekle geçti  hayatım.. Herkesi olduğu gibi kabul etmekle..Kabul günü mü doğmuşum bilmem.. Öyle duymuşum işte çocukken... "İnsanları olduğu gibi kabul et.. " Bende öyle yaptım tabi; Farklı yaşam standartlarında, farklı inançlarda, farklı tarzlarda bir çok insana arkadaşım dedim... Bir nevi kendi dünyama kabul ettim.. ettim etmesine de yıllar sonra bir bir uğurlamayı da bildim.. Gördüm ki Herkesi olduğu gibi kabul etmek; hayatına dost ilan etmek demek değilmiş! Herkesi olduğu gibi kabul etmek, onları idare etmek değilmiş.. Hayat dediğin değil miydi bizim seçimlerimizden ibaret?? O zaman seçimlerine dikkat edeceksin arkadaşım.. Öyle her yüzüne güleni samimi gözükeni hemen almayacaksın hayatına.. Demiyorum ki binbir testten geçir.. Demiyorum ki ölç tart biç.. Sözüm kendini 7 cedle barışık ilan edenlere.. Sözüm Herkesle anlaşabildiğini iddia edenlere... Yok öyle bir dünya.. Tecrübeye sabit. Bu dünya kutupluluk alemi.. Herşeyin var bir zıddı kimyası.. Sen beyazsan Siyahla dost olduğunda artık o pürüssüz ışığından eser kalır mı sanıyorsun??
Bu işin kimyası da matematiği de belli : 1 siyah + 1 beyaz = olur sana 1 gri... Hani beyazdın? Söyle şimdi bana misyonunu ? Nasıl gelmiştin? Şimdi ne haldesin ?? 
 Benim Misyonum Kendimle Birlikte Çevremdeki İnsanları da geliştirmek.. Ruhumdan gelen sesleri insanlarla paylaşmak.. Ne mucizevi bir varlık olduğumuzu, yapabileceklerimizi, sınırsız gücümüzü hatırlatmak.. E misyon gereği ne kadar insana ulaşırsak o kadar çoğalırız diye düşünüyor mantık.. Ama yanılıyormuş.. çünkü;
Anladım ki herkes hazır değil uyanmaya,
Anladım ki herkes meraklı değil varlığının sırlarını keşfetmeye,
Anladım ki herkesin algısı açık değil mucizeleri anlamaya, cenneti yaratmaya, 
Anladım ki bu iş denge meselesiyle eğer, karanlık tarafında yaşamaya gelmiş ruhlar var.. Onları aydınlatmam demek dengeyi bozmam demek.. dünyaya çomak sokmam demek.. Buyüzdendir belkide tüm alt üst olmuş insan ilişkilerim... Herkesi kabul etmenin; olduğu gibi kendi yoluna bırakmak olduğunu anladığım şu günlerde tüm pencerelerimi bilge ruhlara açıyorummm... Dünyevi saçmalıklarla zamanı piç etmeden.. Ben kabul ettim düştüğüm çukuru. Anladım herkesle herşeyin paylaşılamayacağını..Evet hayat gerçekten paylaşınca güzel.. Ama kendi frekansınla uyuşanlarla harmanlanınca çiçekler açmaya başlıyor bahçende... Aksi halde yanlış anlaşılmalarla geçen sisli bir gün kadar soguk hayat... Çevrenize dikkat edin ! İnsanlar sizi seviyor size değer veriyor diye mi birliktesiniz, yoksa sadece içinizden geldiği için mi? Sırf sizi seviyor diye hatır kıramadığınız insanlar bir gün kalbinizi kıracaklar iki iki daha dört ! 
şimdilik bu kadar.. 
tanımsız sevgimle..


19.11.11






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder